Zimbabve hazinesinde 217 dolar kalmış

Benim hazinemse boş. Maaşları ödemişler memurlara, paraları kalmamış. Neyse en azından maaşları vermişler. Benim maaşım da yok. Potansiyel işsizim.

Ankara çok sıkıcı. Sözüm Ankaralılara değil ama Ankara çok sıkıcı. Sigarayı bırakmak güzel ama Ankara'nın sıkıcılığı yüzünden neden taa en başından içmeye başladığımı hatırladım. Sözüm Ankaralılara : İmza falan toplayın çöp konteynırı koysunlar sokak başlarına, oralara buralara bırakmayın çöplerinizi. Her köşe başında akşamları çöpten dağlar yaratmayın. Neymiş, bomba koyarlarmış. Evet herkes bu anı bekliyor zaten. O çöp yığınlarının içine ben girsem sıkıntıdan patladığımı ruhunuz duymaz.

Neyse yine dönüp dolaşıp sıkılmaktan bahsettim. Amcama göre Ankara köy. Ama benle dalga geçmek için söylüyor. Bence köydeki action Ankara'da yok. Bi imece falan da görmedim hani. Varsa yoksa çöp.

Balina staja başladı. İnsan kaynakları çok sıkıcıymış öyle dedi. Zımbaymış en büyük action. Yan gel yatçı, çok çalışandan daha az kazanıyormuş, şaşırmadım. Balinayı işe alcam vericem kırbacı, vericem kırbacı.

Sonuçta biz sosyal bilimciler bunun için varız. Beyninize sıçıp, saçmalamak, hayatlarınızın anlamsızlığını, öküzlüğünüzü, odunluğunuzu ve kabalığınızı yüzünüze vurmak için. Şaka yaptım. Alınmayın. Öküz olan kendini biliyor. Ben mesela diilim. Yaradılış meselesi. Alışkanlık ya da bilemedim.

Zimbabveyle ilgili şeyler yazıp batılı kapitalistlere tüüü kaka diyeceğim yazımda hep kendimden ve doğup büyüdüğüm şehirden bahsetmem benim kendimi ne kadar beğendiğimi göstermez. Hayır hayır. Olsa olsa nasıl muhteşem bir insan olduğumu gösterir.

Bu yazının başlığı var ya? Hepimize girsin.

Çok derinlikli blog

Kararlarımızı neye göre veriyoruz çok merak ediyorum.
Karar vermek ciddiyetli olduğu kadar boktan da bir iş.
İçtiğin sigaradan tut da yediğin kuru kayısıya kadar senin kararın mesela.
Bu kadar da olmaz ki...

Sen benim kim olduğumu bildin mi? Bilemedin doğal.

Mesela insan bazen bir şeyi dört gözle bekler. Evet der evet evet. Zaman geçsin. Zaman geçer. Sonra insanın götü kalkmaz yerinden.
Misal benimki.
Kalkmadı, kaldıramadık.
Neyse işte bu götlere gününü göstermenin zamanı geldi.

Göt demişken. Adam Begüm'e dedi ki, arabayı ordan çıkarabilir misiniz? Begüm dedi ki evet. Atla deve diil sonuçta. İçinden dedi bence bunu. Adam Begüm'e güvenmedi. Kadın diye. Neyse. Ama Begüm usta şoför. Ona da neyse. Ne diyordum. Halbuki de komutanı, Atilla'ya güvenmişti. Pompa. Kaliteli bir pompa. Ama konumuz bu diil.

Hey you fatherfucker, no, not you, yes, you shithead, you.

Ankaralı Namık feat. Kapıcı İzzet - Peri Misin Cin Misin

Ankara diye bir yer yokmuş mesela.

Hiç olmamış. Hayatımızdan bir Ulus amcası, bir Gökkuşağı Yolu, bir çöken kaldırım eksilmiş.

Hadi onları geçtim, kapıcı İzzet'e yazık olur

Güzide... Pek güzide...

Boncuk

Her bok beni buluyor.

Gerçekten.

Bu mantalite de yeniden üretime zorluyor şen bahtımı parlak talihimi.

Ne hoş.

Adeta müshil kafalıyım.

Laksatif canım.

Pardon.

Arabın yeri

Danmark'ta ne mi buldum?

ANKARA MAKARNASI
DİMES MEYVE SUYU
PİŞMANİYE
KURU KAHVECİ MEHMET EFENDİ
BİBERİYE TURŞUSU
DAHA NELER NELER

Yalan değil.
Hepsi burda. Arabın yerinde.
Tesadüfen.
Bi markete girdim ve gördüm.
Hepsini.
Sarsıldım.
Gözlerim yaşardı.
Tüylerim ürperdi.
Evet.

That you've never been her lover

suzanne takes you down on to her place near the river
you can hear the boats go by
and you can spend the night beside her
and you know that she's half crazy
but that's why you wanna be there
and she feeds you tea and oranges
that come all the way from china
and just when you mean to tell her
that you have no love to give her
then she gets you on her wavelength
and she lets the river answer

...